Bebeğinizi beklerken en heyecan verici şeylerden biri de onun için hazırlık yapmak, minicik kıyafetleri elinize alıp hayal kurmak oluyor. Benim için bu süreç biraz eksik kaldı. Alışveriş yapmaya, listeler hazırlamaya fırsatım olmadı. Çünkü hamileliğim boyunca annem hastaydı onunla birlikte hastanelerde geçti günlerimiz ve anne olmadan hemen önce annemi kaybettim. O zaman üzülmüştüm aslında ilk hamilelik, ilk bebek heyecanı.. Sonrasında fark ettim ki aslında yenidoğan bebeklerin kıyafet konusunda da çok şeye ihtiyaçları yok. Onların en çok istedikleri şey annelerinin kokusu, kucak sıcaklığı ve güven. Kaldı ki ben bu yaşta bile hala arıyorum o kokuyu, o sıcaklığı ..Hazırlık ya da alış veriş yapamamak! bu bir sitem değil tabi ki annemle daha fazla vakit geçirmiş oldum ve o zamana gitsek yine aynısını yapardım hatta daha iyisini yapmaya çalışırdım.
Konuya dönmek gerekirse Kıyafet alışverişinde en sık yapılan şey, gereğinden fazla parça almak oluyor. O minicik body’ler, tulumlar o kadar tatlı görünüyor ki insan dayanamıyor. Ama gerçek şu: bebekler ilk aylarda çok hızlı büyüyor. Daha üstünü giydiremeden küçülen kıyafetler çekmecelerde birikiyor. Özellikle “0 ay” yazan bedenleri almak yerine “0-3 ay” tercih etmek çok daha mantıklı. Böylece bebeğiniz birkaç ay boyunca aynı kıyafeti rahatça kullanabiliyor.
İlk aylarda en çok kullanılan şey tulumlar ve zıbınlar. Bebeğiniz gün içinde sık sık üstünü kirleteceği için birkaç tane yedek şart. Ama bu “20 tane tulum alın” demek değil. Aslında 6-7 parça işinizi rahatça görüyor. Daha fazlası çekmecede kalabalık oluyor.Ben kendi oğlumda gördüm; çok hevesle alınan kıyafetlerin bir kısmı hiç giyilmeden küçülüp kaldırıldı. O yüzden gerçekten pratik olan, kolay giydirilip çıkarılan çıtçıtlı ya da fermuarlı modeller en işe yarayanlar oluyor.
Bir de kıyafet alırken kumaşa dikkat etmek gerekiyor. Yenidoğan bebeklerin cildi çok hassas. Sentetik, kalın baskılı, iç kısmında sert dikişleri olan kıyafetler onları rahatsız ediyor. Benim bu noktada Minikut’u kurma sebebim de buydu aslında. Yumuşacık, kaliteli organik kumaşların bebeğin cildini nasıl rahatlattığını gördükçe “keşke herkes için böyle ürünler olsa” diye düşündüm. İşte o yüzden markamı sade, doğallığı ön planda tutan ve gereksiz süslerden uzak tutmak istedim. Üretimde kaliteye önem verdim.
Peki neler gereksiz oluyor? En başta ayakkabılar. Yenidoğan bir bebeğin ayakkabıya ihtiyacı olmuyor. Çorap ve küçük patikler yeterli. Bir de kalın kazaklar, hırkalar, süslü elbiseler… İlk aylarda bebeğinizin tek yaptığı şey uyumak ve kucakta vakit geçirmek. Onu rahatsız eden sert kumaşlı veya çok katlı kıyafetler hiç işlevsel olmuyor. Daha çok fotoğraf çekmek için alınıyor ama günlük yaşamda anneler hep en pratik olan tulumlara dönüyor. Oğlum 3 yaşında olmasına rağmen hala tulumdan vazgeçemedim.
Kıyafet seçiminde bir başka konu da miktar. Mesela 10 farklı şapka almak yerine 2 tane yumuşacık, pamuklu şapka almak daha yeterli. Eldivenler de aynı şekilde; birkaç tane olması işinizi görüyor. Çok fazla alındığında çoğu hiç kullanılmıyor. Çünkü bazı bebekler eldivenle rahat etmiyor, ellerini ağızlarına götürmek istiyor. Ya da onlar için minicik çorapları bile eldiven yerine kullanılabiliyor.
Benim deneyimim şunu öğretti: bebek giyimi aslında çok sade tutulmalı. İhtiyacınız olan şey, günlük kullanım için birkaç tulum, biraz zıbın, birkaç çorap ve patik, bir iki şapka. Gerisi fazlalık oluyor. Bu dönemde gösterişli kıyafetlerden çok, kaliteli kumaştan yapılmış ürünleri,bebeğin rahat edebileceği parçaları tercih etmek en doğrusu. Çünkü sizin için pratik, bebek içinse huzurlu oluyor.
Şunu da eklemek isterim, ilk aylarda annelerin en çok sevdiği şey kolay giydirilip çıkarılabilen kıyafetler. Kafadan geçirilen dar body’ler hem bebek için zor oluyor hem anne için. Çıtçıtlı veya yandan açılan modeller her zaman hayat kurtarıyor. İşte bu yüzden Minikut olarak biz de kıyafetlerde en çok buna dikkat ediyoruz. Yumuşak dokulu, kolay giydirilen ve bebeğin cildine nefes aldıran parçalar üretmeye çalışıyoruz.
Kendi hikâyemden gördüğüm şu oldu: aslında bir bebeğe onlarca kıyafet almak gerekmiyor. Onun için asıl önemli olan sizin kokunuz, kucağınız, sevginiz. Kıyafetler sadece bebeğinizi sıcak tutan ve koruyan basit araçlar. O yüzden alışveriş yaparken her parçayı elinize aldığınızda kendinize şu soruyu sorun: “Bunu gerçekten kullanacak mıyım, yoksa sadece tatlı göründüğü için mi almak istiyorum?” Cevabı bulduğunuzda göreceksiniz ki liste çok daha sadeleşiyor.
Minikut olarak bizim de amacımız annelerin işini kolaylaştırmak, gereksiz fazlalıklardan uzak tutmak. Yenidoğan döneminde gerçekten lazım olan, bebeklerin cildine iyi gelecek parçaları özenle seçiyoruz. Çünkü biliyoruz ki sadelik, hem anneye hem bebeğe huzur veriyor.
Sonuç olarak, yenidoğan giyim alışverişi yaparken çok fazla parçaya gerek yok. Az ama doğru kıyafetlerle bebeğiniz hem rahat ediyor hem de siz gereksiz kalabalıktan kurtuluyorsunuz. Unutmayın, bebeğiniz için en güzel giysi sizin kucağınız ve sevginizdir. 🌸